Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu (UNGA) kapsamında, Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi’nin (WSIS) 20’nci yıl
dönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlik; kamu, özel sektör, akademi ve sivil
toplumdan üst düzey temsilcileri bir araya getirdi.
Etkinliğe katılan Ulaştırma ve
Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan,
Türkiye’nin dijitalleşme vizyonuna ve küresel bilgi toplumunun geleceğine
ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında WSIS sürecinin
yirmi yıllık birikiminin önemine dikkat çeken Bakan Yardımcısı Sayan, bu dönüm
noktasının yalnızca elde edilen kazanımları değerlendirmek için değil, devam
eden eşitsizlikleri açık ve samimi biçimde ele almak için de önemli bir fırsat
sunduğunu ifade etti. WSIS+10 sürecinde de bu platformda yer aldığını
hatırlatan Sayan, “İlerleme kaydedildi; ancak bu ilerleme eşit değil. Dünyanın
birçok bölgesinde dijital adaletsizlikler hâlâ derin biçimde varlığını
sürdürüyor” dedi.
Bakan Yardımcısı Sayan:
Türkiye Yüzyılı Dijitalleşmenin Yüzyılı Olacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın liderliğinde şekillenen Türkiye Milli
Teknoloji Vizyonu doğrultusunda çalışmaların kararlılıkla
sürdürüldüğünü vurgulayan Sayan, ‘’Son yirmi yıl içerisinde Türkiye, ülke
genelinde yüksek hızlı genişbant altyapısını yaygınlaştırmış, ITU Küresel Siber
Güvenlik Endeksi’nde örnek gösterilen bir ülke olarak siber güvenliğini
güçlendirmiş; dijital beceriler, araştırma ve inovasyon alanlarında önemli
yatırımlar gerçekleştirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına
girerken, teknolojinin sorumlu biçimde yönetildiğinde yalnızca teknik bir
mesele değil; aynı zamanda egemenlik, eşitlik ve insan onuru meselesi olduğuna
inanıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nın aynı zamanda dijitalleşmenin de yüzyılı
olmasını hedefliyoruz’’ dedi.
Dijital dönüşümün ancak
dayanışma temelinde ve özellikle kadınlar, çocuklar ve engelli bireyler için
adil ve güvenli haklar sağlandığında anlam kazanacağını belirten Sayan, ‘’Teknoloji
yeni bir eşitsizlik aracı hâline gelmemelidir. Teknoloji, gelişmekte olan
toplumların karşı karşıya olduğu zorlukları daha da derinleştirmemelidir.
Aksine teknoloji, insanları güçlendirmeli, fırsatları çoğaltmalı ve kapsayıcı
ilerlemenin önünü açmalıdır. Filistin dâhil olmak üzere tüm çatışma
bölgelerinde küresel adalet ve eşitliğin, dijital geleceğin temel taşlarından
biri olması gerektiğine inanıyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Konuşmasında çocukların
dijital ortamda korunmasına da değinen Sayan, bu konunun ikincil bir başlık
olmaktan çıkarılması gerektiğini belirterek, UNESCO ve ilgili tüm paydaşlarla
daha güçlü bir küresel koordinasyonun artık bir zorunluluk olduğunu ifade etti.
Sayan, Türkiye’nin, En Az Gelişmiş
Ülkeler için Birleşmiş Milletler Teknoloji Bankası’na ev sahipliği yapan
bir ülke olarak, dijital fırsatların kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınmayı
desteklemesine yönelik küresel kapasite geliştirme çalışmalarına aktif katkı
sunduğunu kaydetti.
Yapay zekânın önümüzdeki
dönemin en önemli dijital gündem maddelerinden biri olduğunu vurgulayan Sayan, ‘’Günümüzde
yeni dijital meydan okumalar büyük ölçüde yapay zekâ etrafında şekillenmekte,
etik tartışmalar hala devam etmektedir. WSIS’ten yapay zekâya ilişkin etik
ilkeler ve davranış kodları konusunda büyük beklenti vardır. Önümüzdeki on yıl
boyunca ortak görevimiz; yapay zekânın insanı merkeze alan, temel hakları
koruyan, güveni güçlendiren ve küresel kalkınma hedeflerini destekleyen bir
çerçevede gelişmesini sağlamaktır. Açık ilkeler, hesap verebilirlik ve insan
merkezli bir yaklaşım olmadan yapay zekâ güvensizliği ve eşitsizliği derinleştirecektir
‘’ şeklinde konuştu.
Konuşmasını, “Uzun vadeli
sorumluluk, kısa vadeli çıkarların önünde gelmelidir”
sözleriyle tamamlayan Sayan, 2035’e gelindiğinde teknolojinin güce değil
kalkınmaya hizmet eden, insan onurunu yücelten bir araç olması gerektiğini
vurguladı. Türkiye’nin, WSIS+20 sürecinde yapıcı katkı sunmaya, adil, güvenli
ve insan merkezli bir dijital geleceği savunmaya hazır olduğunu belirtti.