Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer
Fatih Sayan, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği tarafından düzenlenen “Wings
of Change Europe” etkinliğine katıldı. Türkiye’nin havacılık çalışmaları
hakkında bilgi veren Sayan, programda ikili görüşmeler de yaptı.
Havacılık sektörünün önemli temsilcilerini
bir araya getiren “Wings of Change Europe” etkinliği İstanbul’da yapıldı. Uluslararası
Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) tarafından, Pegasus Havayolları ev
sahipliğinde düzenlenen programın açılışında konuşan Bakan Yardımcısı Sayan, bu
tür etkinliklerin, hâlihazırda küresel havacılıkta önemli bir yere sahip olan
Türkiye'nin konumunu daha da güçlendirdiğini söyledi. 2025 yılında düzenlenecek
42. ICAO Genel Kurulunda Türkiye'nin Konsey'e aday olduğunu duyuran Sayan, “Türkiye'nin
dünya havacılığındaki konumu açısından Konsey'de temsil edilmesinin çok önemli
olduğunu düşünüyor ve önümüzdeki üç yıl içinde yapacağımız kapsamlı
çalışmalarla Konsey Üyesi seçileceğimize inanıyoruz” dedi.
Havacılık sektörünün hayati bir öneme sahip
olduğunu dile getiren Sayan, “Ulaşım ağının genişlemesi, havayolu şirketlerinin
sayısının artması ve yeni inşa edilen havaalanları, havacılık endüstrisini
küresel kalkınmanın temel taşlarından biri haline getirdi. Havacılık sektörü
sayesinde dış ticaret ve turizm gibi dünya ekonomisine yön veren sektörlere
büyük yardım ve destek sağlanacak ve bu tür sektörler geleceğini havacılık
sektörünün kanatları altında inşa etmektedir. Bu açıdan havacılık sektörü her
ülkenin ekonomisinin bel kemiğini oluşturmaktadır. Havacılık sektörü sayesinde
artan erişilebilirlik ve bağlanabilirlik, ülkeleri yabancı yatırımcılar için
bir cazibe merkezi haline getiriyor. Ayrıca ürünlerin envanter maliyetleri
olmadan en hızlı ve en güvenilir şekilde küreselleşmesinde havacılık sektörünün
rolü yadsınamaz. Başarı adına bu kadar önemli bir rol oynayan sektörde rekabet
gücünün yüksek olması kadar doğal bir şey yoktur” ifadelerini kullandı.
Rekabet gücü arttıkça kişilere çok farklı
seçeneklerin sunulduğunu kaydeden Sayan, “Pandemi dönemi birçok istenmeyen
sonuçlar doğursa da Avrupa'ya birçok yeni şirketin girdiğini ve Türkiye pazarlarına
girmeye hazırlandıklarını görüyoruz. Sektöre yeni oyuncuların girmesi ve
pandemi sonrası koşullar sektörde hızlı bir değişim süreci oluşturdu” diye
konuştu.
Pandemi döneminde yıldızı parlayan hava
kargo sektörü hakkında da konuşan Sayan, “Türkiye COVID-19 sonrasında en hızlı
normalleşmeyi gerçekleştiren ülkeler arasında yerini aldı. Örneğin bu yıl
açılan Tokat Havalimanı ve Rize-Artvin Havalimanı gibi yatırımlarla dünyada
havalimanı sayımızı 57'ye çıkardık. 2053 yılına kadar yatırım planlarımızla
ekonomi ve turizm alanında ülkenin kalkınmasına destek olmaya devam edeceğiz,
havalimanı sayısını 61'e çıkarmayı planlıyoruz. Dahası havacılıkta en önemli
konulardan biri olan 'emisyonlar' hakkında çok ciddi planlar yapıyoruz. Karbon
ayak izini azaltmak için sürdürülebilir havacılık yakıtları üreteceğiz. Türk
havacılığının konumunu güçlendirmek için daha güçlü ilişkiler, daha çok
müzakere, daha çok ortak değerleri takip ediyoruz. Bu yapıcı politikanın bir
sonucu olarak 173 hava taşımacılığı anlaşmamız olan ülkeler ve 130 ülkede 341
noktaya uluslararası uçuş ağı sayımızı artırdık. Pandemi sonrası başlayan hava
trafiği ve yolcu yoğunluğu açısından yukarı yönlü trendimiz kesintisiz devam
ediyor. Ocak-Eylül döneminde transit dâhil toplam yolcu trafiğimiz, transit
yolcu sayısı 138 milyonu aştı. Dünyanın en iyi havalimanı seçilen İstanbul
Havalimanı'nda 9 ay da 47,5 milyon yolcuyu, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda 22,5
milyon yolcuyu ağırladık. Pandemi dönemi boyunca dünya havacılığının pek çok
olumsuz senaryoya göre toparlanmasının uzun yıllar alacağı düşünülse de etkin
havacılık yönetimi ve güçlü kamu-özel işbirliği ile Türkiye'nin çok hızlı
toparlandığını gösteren umut verici bir örnek olacağına inanıyorum” ifadelerini
kullandı.
Bakan
Yardımcısı Sayan: Bütün İşbirliklerine Hazırız
Bakan Yardımcısı Sayan, etkinlik kapsamında
Avrupa Komisyonu Hareketlilik Ve Ulaştırma Genel Müdürü Henrık Hololeı ile de görüştü.
AB ile kurumsal bir temele dayalı
işbirliğinin sürdürülebilirliğini arttırmak için Türkiye’nin önceliğinin en kısa
zamanda bir işbirliği mekanizması kurmak olduğunu vurgulayan Sayan, bunun
bağlantı ve sürekli diyalog mekanizmasının kritik önemini ortaya koyan pandemi
ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi gelişmeler bağlamında bir “zorunluluk” olduğunu
ifade etti.
Küresel olarak tedarik zincirini etkileyen
çeşitli problemler yaşanırken AB’nin de iletişimi arttırmak yönündeki isteğini
öğrenmekten dolayı duyduğu memnuniyeti ifade eden Sayan, bu anlamda bir
işbirliği mekanizmasının, Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile AB
Komiseri Ms Valean arasında en kısa zamanda toplantı düzenleneceğinin
sinyallerini verdi.
Doğu'da Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi
kapsamında Kombine Taşımacılık Hizmetlerinin Serbestleştirilmesi Anlaşması’nın
Cuma günü Bakanlar tarafından imzalanacağını ifade eden Sayan, “İnanıyorum ki
anlaşma, AB'nin bağlanabilirliği için bir katma değer sağlayacaktır” dedi ve ekledi:
“Ancak en önemli ticari ortak Avrupa Birliği ile karayolu taşımacılığında
yaşanan sorunların üstesinden gelmekte zorlanabiliriz. Liberalleşme hareketlerinin
dünya nakliye pazarında giderek egemen hale geldiği bu süreçte, AB ile Türkiye
arasındaki engellerin kaldırılmasından yanayız. Ukrayna ve Moldova ile
imzalanan karayolu taşımacılığının serbestleştirilmesi anlaşmasının bir
benzerinin Türkiye ile de imzalanmasını talep ediyoruz. Türkiye ve AB
arasındaki böylesi bir anlaşmanın ikili ve transit sorunlarına kalıcı bir çözüm
getireceğine inanıyorum. AB’nin bu yönde
yapılacak bir anlaşmaya dair isteği olduğu takdirde Türkiye olarak her seviyede
gereken desteği vermeye hazırız.”
Öte yandan IPA süreci kapsamında AB ile
demiryolu projeleri bağlamında köklü bir işbirliği yapıldığını belirten Sayan,
bu anlamda AB tarafından finanse edilen Çerkezköy-Kapıkule demiryolu hattı
projesi hakkında da bilgilendirmelerde bulundu. Çerkezköy (Tekirdağ) ve
Kapıkule (Edirne) arasında 200 km/s tasarım hızına sahip 153 km'lik çift hat
hızlı demiryolu hattından oluşan projenin 11 Haziran 2019’da başladığını ve an
itibariyle %56.7 fiziksel gerçekleşme, %66.5 finansal gerçekleşme sağlandığını açıklayan
Sayan, projeye toplam 275 milyon Avro IPA fonu tahsis edildiğini ve bu miktarın
tam olarak kullanıldığını belirtti.
ÇE-KA projesi için tahmini tamamlanma maliyetinin 620 milyon Euro olarak
hesaplandığını söyleyen Sayan, bütçe artırımı için AB Türkiye Delegasyonu’na
zeyilname verildiğini belirtti.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ve
Avrupa Birliği Havacılık Güvenliği Kurumu (EASA) arasında 2009-2012 yıllarını
kapsayan ve her iki tarafın da yararlandığı bir iş anlaşması imzalandığını da dile
getiren Sayan, bu anlaşmanın genişletilmesi ve güncellenmesi için çaba harcadıklarını
ifade etti.
İç süreç tamamlandıktan sonra taslak
anlaşmayla ilgili müzakereler için EASA yetkililerini bilgilendirecekleri
bilgisini paylaşan Sayan, AB’nin EASA'ya yönelik olumlu iradesinin ve
rehberliğinin önümüzdeki dönem bu müzakerelerin düzgün bir şekilde
başlayabilmesi için önem taşıdığını, havacılık güvenliği standartlarını
yükseltmeyi amaçlayan bu teknik anlaşmanın her iki tarafa da ciddi katkı
sağlayacağını vurguladı.
Bakan Yardımcısı Sayan, İsrail Turizm Bakanı Yoel Razvozov ile de görüştü. İki ülke arasında sağlanacak işbirliklerinin görüşüldüğü toplantıda, yapılacak çalışmaların yol haritası çıkarıldı.