Bakan Yardımcısı Sayan: Tam Anlamıyla Bağımsız Olabilmek İçin Teknolojiyi Geliştiren ve Üreten Olmak Zorundayız
22 Ekim 2020

Sabah Gazetesi ile A Para'nın ortaklaşa düzenlediği 3. Türkiye 2023 Zirvesi’nde Türkiye’nin yerli ve milli üretim için yaptığı çalışmalar konuşuldu.

Panele katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan önemli açıklamalarda bulundu. 21. yüzyılın teknolojik ilerlemeye olan katkısına dikkat çeken Sayan, “Günümüzde, geleneksel bağımsızlık anlayışı değişmiş ve teknoloji odaklı olmuştur. Tam anlamıyla bağımsız olmanın en önemli şartı ise teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden bir konuma ulaşmaktır. Teknolojik egemenlik, diğer ülkelere olan bağımlılığın azaltılması ile mümkün olacaktır. Bu nedenle Bakanlık olarak sektörde yerli ve milli ekosistemin geliştirilmesi öncelikli hedefimiz” dedi.

Yerli ve milli üretim konusundaki hassasiyetlerini dile getiren Sayan, “Elektronik haberleşme sektöründe yerlilik hedeflerine yönelik önemli adımlarımızı 4.5G ihalesinde belirlemiş olduğumuz yerlilik yükümlülükleri ile attık. 4.5G’nin ilk yatırım döneminde %0,98 olan yerlilik oranının, 2018-2019 yatırım dönemi itibariye %23’leri geçtiğini görüyoruz. Ancak daha kat etmemiz gereken çok mesafe olduğunun fakındayız. Geldiğimiz yeri küçümsemiyoruz, ancak daha kat etmemiz gereken yolun uzunluğunu da inkâr etmiyoruz. Dijital dönüşümün temel yapı taşlarından biri de elbette güçlü bir iletişim altyapısıdır. Bu kapsamda 5G çalışmaları önemle üzerinde durduğumuz hususlar. Bakanlık olarak hedefimiz Ülkemizin 5G’yi kullanan ülkeler arasında olmasının çok ötesinde bulunuyor. 5G teknolojisini yerli ve milli imkânlar ile üretmek ve dünyaya pazarlamak istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği, “Asıl olan hazır teknolojiyi almak ve onun kullanımını öğrenmek değil, teknolojiyi tasarlamak, geliştirmek ve üretmektir.” anlayışı içerisinde 5G ve ötesi teknolojilerin yerli ve milli imkânlar ile geliştirilmesi ve üretilmesini hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Bakan Yardımcısı Sayan: eSIM Teknolojisini Yerli ve Milli İmkânlarla Üreten 4 Ülkeden Biri Olduk

Bakan Yardımcısı, Türkiye için önemli bir adım olan eSIM konusuna da değindi. Sayan, “Elektronik haberleşmeye ilişkin çalışmalarımızdan bir diğeri ise abonelik modellerini ve makineler arası iletişimi etkileyen eSIM konusu. eSIM doğrudan bir aygıta yerleştirilmiş bir tür programlanabilir dijital SIM kart. eSIM fiziki plastik kart değil, akıllı cihazlara entegre edilen küçük bir çipten ibaret. eSIM, herhangi bir cihaza doğrudan müdahale gerektirmeden yani SIM kartı değiştirmeye gerek kalmadan uzaktan erişim yoluyla mobil işletmecinin değişimine olanak sağlıyor. eSIM hem akıllı telefon, bilgisayar gibi son kullanıcı cihazlarında hem de otomotiv gibi endüstrilerde ve çeşitli alanlara çözüm sunuyor. eSIM’in sağladığı en büyük faydayı mobil işletmeci değiştirilmek istendiği zaman SIM kartı fiziksel olarak değiştirmeden mobil işletmeci değişikliğinin yapılabilmesi ve bunu da SIM karta müdahale olmadan gerçekleştirilebilmesi olarak söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

eSIM’in yakın zamanda ülkemizde hayata geçeceği müjdesini veren Sayan, “Ocak ayında GSM Birliğinden sertifikasyon alarak, eSIM teknolojisini yerli ve milli imkânlarla üreten 4 ülkeden biri olduk. eSIM mimarisi, hem M2M/IoT cihazlara hem de vatandaşlarımızın günlük hayatta kullandığı cihazlara önemli kolaylıklar sağlayacak. eSIM teknolojisi beraberinde pek çok avantajı da getirecek.  Üretim süreçlerinin çevreye olumsuz etkileri minimuma düşecek. Kartların bakım, erişim, onarım, lojistik ve stoklama gibi süreç maliyetleri ortadan kalkacak. Yakın zamanda eSIM’in uygulama örneklerini birçok alanda ve sektörde görmeye başlayacağız. Bu çerçevede BTK eSIM teknolojisi için gerekli düzenlemeleri gerçekleştirdi” diye konuştu.

Siber güvenliğin sağlanmasının öneminden de bahseden Sayan, ülkemizdeki haberleşme verileri ile alakalı olarak da konuştu. Bilişim teknolojilerinin ve altyapılarının önemini içinden geçtiğimiz Covid-19 salgını döneminde bir kez daha anladığımızı vurgulayan Sayan, “Salgın sürecinde ekonomik hayat, eğitim, sosyal ilişkiler ve birçok alanda güçlü bilgi ve iletişim teknolojileri altyapımız ile hayatımızı sürdürdük. Salgın sürecinde pek çok ülkede hayat durma noktasına gelirken, işte tam bu noktada ülkemizde yine bilişim teknolojileri salgının etkilerini hafifletebilmek için insanların ve ekonomik sektörlerin imdadına yetişti ve iletişim altyapısı ve teknolojimiz sayesinde üretilen alternatifler iş ve günlük hayatın devamını sağladı. Pandeminin etkilerinin yoğun görüldüğü dönem ile geçen yılın aynı dönemini kıyasladığımızda sabit ve mobil genişbant internet kullanımında %50’den fazla artış olduğu görülüyor. Bu yoğunluğa ve pandeminin getirdiği zor çalışma şartlarına rağmen operatörlerimizin yoğun gayretleri neticesinde şebeke ve sistemlerde önemli bir sorun yaşanmadı” bilgisini paylaştı.

Bakan Yardımcısı Sayan: Kendi Teknolojimizi Üretmek Zorundayız

Ülke olarak kendi teknolojimizi üretmenin çok önemli olduğuna değinen Sayan, “Kendi teknolojimizi üretirken bu teknolojiler ile kullanıcılara sunulan yerli ve milli hizmetleri ve içerikleri de geliştirmek zorundayız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözünü burada tekrar hatırlatmak isterim. Kendileri “Benim gönlüm tasarımından üretimine kadar hiçbir aşamasında yer almadığımız bir ürünün alınıp kullanılmasına razı değil” demişti. Kendi hizmet ve içeriklerimizi geliştirmediğimiz takdirde vatandaşlarımızın verileri başkaları tarafından kullanılıyor, işleniyor ve bunun üzerinden büyük gelirler elde ediliyor. Aslında küresel internet aktörlerinin sunmuş oldukları servislerin yerli alternatifleri var ancak bu alternatifleri çeşitlendirmek ve vatandaşlarımız tarafından tercih edilir hale getirmek için çalışmalar yapmamız gerekiyor” dedi.

Dijital dönüşümde kapasite inşası ve dijital yeteneklerin geliştirilmesinin ülkeler için önemli olduğunun altını çizen Sayan, “Milli Teknoloji Hamlesi”nden alınan güçle ülkemizin her alanda öncü seviyeye yükseleceğini sözlerine ekledi.