Sabah Gazetesi ile A Para'nın ortaklaşa
düzenlediği 3. Türkiye 2023 Zirvesi’nde Türkiye’nin yerli ve milli üretim için
yaptığı çalışmalar konuşuldu.
Panele katılan Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan önemli açıklamalarda bulundu. 21.
yüzyılın teknolojik ilerlemeye olan katkısına dikkat çeken Sayan, “Günümüzde, geleneksel
bağımsızlık anlayışı değişmiş ve teknoloji odaklı olmuştur. Tam anlamıyla
bağımsız olmanın en önemli şartı ise teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten
ve ihraç eden bir konuma ulaşmaktır. Teknolojik egemenlik, diğer ülkelere olan
bağımlılığın azaltılması ile mümkün olacaktır. Bu nedenle Bakanlık olarak
sektörde yerli ve milli ekosistemin geliştirilmesi öncelikli hedefimiz” dedi.
Yerli ve milli üretim konusundaki hassasiyetlerini
dile getiren Sayan, “Elektronik haberleşme sektöründe yerlilik hedeflerine
yönelik önemli adımlarımızı 4.5G ihalesinde belirlemiş olduğumuz yerlilik
yükümlülükleri ile attık. 4.5G’nin ilk yatırım döneminde %0,98 olan yerlilik
oranının, 2018-2019 yatırım dönemi itibariye %23’leri geçtiğini görüyoruz.
Ancak daha kat etmemiz gereken çok mesafe olduğunun fakındayız. Geldiğimiz yeri
küçümsemiyoruz, ancak daha kat etmemiz gereken yolun uzunluğunu da inkâr
etmiyoruz. Dijital
dönüşümün temel yapı taşlarından biri de elbette güçlü bir iletişim
altyapısıdır. Bu kapsamda 5G çalışmaları önemle üzerinde durduğumuz hususlar. Bakanlık
olarak hedefimiz Ülkemizin 5G’yi kullanan ülkeler arasında olmasının çok
ötesinde bulunuyor. 5G teknolojisini yerli ve milli imkânlar ile üretmek ve
dünyaya pazarlamak istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği, “Asıl olan
hazır teknolojiyi almak ve onun kullanımını öğrenmek değil, teknolojiyi tasarlamak,
geliştirmek ve üretmektir.” anlayışı içerisinde 5G ve ötesi teknolojilerin
yerli ve milli imkânlar ile geliştirilmesi ve üretilmesini hedefliyoruz”
şeklinde konuştu.
Bakan
Yardımcısı Sayan: eSIM Teknolojisini Yerli ve Milli İmkânlarla Üreten 4 Ülkeden
Biri Olduk
Bakan Yardımcısı, Türkiye için önemli bir
adım olan eSIM konusuna da değindi. Sayan, “Elektronik haberleşmeye ilişkin
çalışmalarımızdan bir diğeri ise abonelik modellerini ve makineler arası
iletişimi etkileyen eSIM konusu. eSIM doğrudan bir aygıta yerleştirilmiş bir tür
programlanabilir dijital SIM kart. eSIM fiziki plastik kart değil, akıllı
cihazlara entegre edilen küçük bir çipten ibaret. eSIM, herhangi bir cihaza
doğrudan müdahale gerektirmeden yani SIM kartı değiştirmeye gerek kalmadan uzaktan
erişim yoluyla mobil işletmecinin değişimine olanak sağlıyor. eSIM hem akıllı
telefon, bilgisayar gibi son kullanıcı cihazlarında hem de otomotiv gibi
endüstrilerde ve çeşitli alanlara çözüm sunuyor. eSIM’in sağladığı en büyük
faydayı mobil işletmeci değiştirilmek istendiği zaman SIM kartı fiziksel olarak
değiştirmeden mobil işletmeci değişikliğinin yapılabilmesi ve bunu da SIM karta
müdahale olmadan gerçekleştirilebilmesi olarak söyleyebiliriz” ifadelerini
kullandı.
eSIM’in yakın zamanda ülkemizde hayata
geçeceği müjdesini veren Sayan, “Ocak ayında GSM Birliğinden sertifikasyon
alarak, eSIM teknolojisini yerli ve milli imkânlarla üreten 4 ülkeden biri
olduk. eSIM mimarisi, hem M2M/IoT cihazlara hem de vatandaşlarımızın günlük
hayatta kullandığı cihazlara önemli kolaylıklar sağlayacak. eSIM teknolojisi
beraberinde pek çok avantajı da getirecek.
Üretim süreçlerinin çevreye olumsuz etkileri minimuma düşecek. Kartların
bakım, erişim, onarım, lojistik ve stoklama gibi süreç maliyetleri ortadan
kalkacak. Yakın zamanda eSIM’in uygulama örneklerini birçok alanda ve sektörde
görmeye başlayacağız. Bu çerçevede BTK eSIM teknolojisi için gerekli
düzenlemeleri gerçekleştirdi” diye konuştu.
Siber güvenliğin sağlanmasının öneminden de
bahseden Sayan, ülkemizdeki haberleşme verileri ile alakalı olarak da konuştu. Bilişim
teknolojilerinin ve altyapılarının önemini içinden geçtiğimiz Covid-19 salgını
döneminde bir kez daha anladığımızı vurgulayan Sayan, “Salgın sürecinde
ekonomik hayat, eğitim, sosyal ilişkiler ve birçok alanda güçlü bilgi ve
iletişim teknolojileri altyapımız ile hayatımızı sürdürdük. Salgın sürecinde
pek çok ülkede hayat durma noktasına gelirken, işte tam bu noktada ülkemizde
yine bilişim teknolojileri salgının etkilerini hafifletebilmek için insanların
ve ekonomik sektörlerin imdadına yetişti ve iletişim altyapısı ve teknolojimiz
sayesinde üretilen alternatifler iş ve günlük hayatın devamını sağladı. Pandeminin
etkilerinin yoğun görüldüğü dönem ile geçen yılın aynı dönemini
kıyasladığımızda sabit ve mobil genişbant internet kullanımında %50’den fazla
artış olduğu görülüyor. Bu yoğunluğa ve pandeminin getirdiği zor çalışma
şartlarına rağmen operatörlerimizin yoğun gayretleri neticesinde şebeke ve
sistemlerde önemli bir sorun yaşanmadı” bilgisini paylaştı.
Bakan
Yardımcısı Sayan: Kendi Teknolojimizi Üretmek Zorundayız
Ülke olarak kendi teknolojimizi üretmenin
çok önemli olduğuna değinen Sayan, “Kendi teknolojimizi üretirken bu
teknolojiler ile kullanıcılara sunulan yerli ve milli hizmetleri ve içerikleri
de geliştirmek zorundayız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözünü
burada tekrar hatırlatmak isterim. Kendileri “Benim gönlüm tasarımından
üretimine kadar hiçbir aşamasında yer almadığımız bir ürünün alınıp
kullanılmasına razı değil” demişti. Kendi hizmet ve içeriklerimizi
geliştirmediğimiz takdirde vatandaşlarımızın verileri başkaları tarafından
kullanılıyor, işleniyor ve bunun üzerinden büyük gelirler elde ediliyor.
Aslında küresel internet aktörlerinin sunmuş oldukları servislerin yerli
alternatifleri var ancak bu alternatifleri çeşitlendirmek ve vatandaşlarımız
tarafından tercih edilir hale getirmek için çalışmalar yapmamız gerekiyor”
dedi.
Dijital dönüşümde kapasite inşası ve dijital yeteneklerin geliştirilmesinin ülkeler için önemli olduğunun altını çizen Sayan, “Milli Teknoloji Hamlesi”nden alınan güçle ülkemizin her alanda öncü seviyeye yükseleceğini sözlerine ekledi.