Ulaştırma
ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, A Haber canlı
yayınında “Momo” benzeri sözde oyunlarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Dünya
çapında yayılan ve çocukların izledikleri çizgi filmlerin arasında beliren
“Momo” adlı yaratığın ölümlere neden olması aileler arasında endişeye neden
oldu. Konuyla ilgili A Haber canlı yayınında açıklamalarda bulunan UAB Bakan
Yardımcısı Sayan, çocuk ve gençleri olumsuz davranışlara yönlendiren oyunların
sayısının giderek arttığını ve bunun teknolojinin, internetin bir handikabı olduğunu
söyledi.
Bize
sayısız imkân sunan teknolojinin diğer yandan pek çok riski de beraberinde
getirdiğine dikkat çeken Sayan, “Mavi
Balina, Mariam, Momo adı her ne olursa olsun, çocuklarımızı ve gençlerimizi
tehlikeye atacak her türlü sözde oyun ya da sosyal içeriğin hızlıca yayılarak
geniş kitlelere ulaştığını görüyoruz. Bu içeriklerinden evlatlarımızı korumak
için Bakanlığımız koordinasyonunda BTK ve diğer kurumlarımız ile topyekûn bir
mücadele içerisindeyiz. İnternet içeriği üreten içerik ve yer sağlayıcıların,
yasal sorumluluklarının yanında, sosyal sorumluluk bilinciyle de çalışma
yapmaları çok önemli. Özellikle son dönemde basında yer alan; çocuklara yönelik
videoların, çizgi filmlerin arasına yerleştirilen veya reklam şeklinde yayınlanan
zararlı içeriklerin çocukların ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkilediği
yönünde şikâyetler almaktayız” şeklinde konuştu.
Olumsuz
içeriklerin ortadan kaldırılması ya da ülkemizde hiç ortaya çıkmaması için Bakanlık
ve BTK olarak emniyet güçleri ile birlikte ciddi bir çalışma yürütüldüğünün
altını çizen Sayan, “Takdir edersiniz ki bu konuda başarılı olabilmemiz için
biz devlet olarak elimizden gelen her şeyi yapıyor olsak da tek başına yeterli
değil. Çocuklarımızın internetteki olumsuz içeriklerden etkilenmemesi için en
büyük görev ebeveynlere düşüyor. Çünkü çocuklarınızın üzerindeki değişiklikleri
en iyi gözlemleyebilecek olan onlar” sözleriyle ailelere çağrıda bulundu.
Sayan,
“Ama her şeyden öte Google, Youtube, Facebook ya da Twitter gibi içerik
sağlayıcılarının ticari kaygıları bir kenara bırakıp aile ve toplumun korunması
yönünde çok ciddi adımlar atması gerekiyor. Bu konu uluslararası platformlarda
şu an gündemde yoğun olarak tartışılıyor. Biz bu tartışmanın ötesine gidip tüm
ülkeler olarak geleceğimizin teminatı çocuklarımızı korumak için mücadelemize
devam etmeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı
milli teknoloji hamlesiyle inanıyorum ki Türkiye, çok yakın zamanda içerik
sağlayıcılarının alternatiflerini üretecek ve millileşen yazılımlarla bu
sorunları kaynağından halletmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
Bakan
Yardımcısı Sayan ailelere şu tavsiyelerde bulundu:
• Çocuğunuzu video içerikler seyrederken
yalnız bırakmayın, ekrana bakarak geçirdiği zamanı ve faaliyetlerini
gözlemleyin.
• Çocuğunuzu, çocuk profiline sahip video
sitelerine yönlendirin. Mutlaka çocuk profilinin açık ve izleme geçmişinin
aktif olmasına dikkat edin.
• Çocuğunuzun kullandığı bütün elektronik
aletlerde ebeveyn koruma sisteminin açık olduğundan emin olun.
• Çocuğunuzla güçlü bir iletişim kanalı
geliştirerek, sorgulayıcı ve yargılayıcı bir tutum yerine arkadaşça bir
yaklaşım sergileyin. Yasaklama yerine bilgilendirip, doğru yönlendirin.
• Çocuğunuzun davranışlarını yakından
gözlemleyin. Ruh halinde değişiklik, iletişimde azalma gibi beklenmedik
değişimler konusunda tetikte olun.
• Çocuğunuzun yaşına uygun sitelere
girdiğinden ve etik olmayan davranışları ya da şiddeti özendiren içeriklere
erişmediğinden emin olun.
• İnternette yayılan yeni akımları takip
ederek, guvenliweb.org.tr adresinden dijital dünyanın tehlikelerine karşı bilgi
edinin.
• Benzer olgularla karşılaşılması
durumunda ilgili sosyal ağın raporlama araçlarını kullanılarak Yardım
Merkezlerine ve BTK Bilgi İhbar Merkezi'ne şikâyette bulunun. (ihbarweb.org.tr)
Sayan, “Oyun kılıfıyla kültürel kodlarımızı ve çocuklarımızın güvenliğini hedef alan ve sosyal ağlarda viral olarak yayılan tehlikelere karşı aileleri uyarmamız konusundaki hassasiyetinizden dolayı sizlere teşekkür ederim. Sorun hepimizin sorunu, sorumluluk da elbette ki hepimizin” sözleriyle konuşmasını noktaladı.